11 Şubat 2012 Cumartesi

Düş

Sevgili İnci,
İstanbul soğuk, ama kar eridi bugün, güneş vardı. Umarım yılışıklık olarak almazsın, fotoğrafın (şu elinde fotoğraf makinesi ile soğuktan üşümüş ve çok sevimli olduğun fotoğraf) o kadar güzel ki... Eşyaların içinde çok acayip duruyor. Bir çocuk ya da kedi yavrusu gibi, gülümsetiyor insanı...
Eşyalar çok değersiz. Neredeyse küçük burjuva bir evde büyümenin zararlarından bu. Eşyaları değerli sanıyorsun ister istemez. Bu sende yoktu hiç. Bir eşyayı çok sevsen, bayılsan da ona, bilirsin değersiz olduklarını. Ben geç anladım. Her şey sırasıyla pullarından arınınca, pek az şey kalıyor elde. Aslında çok yoksuluz, görmezden gelerek, kandırıyoruz kendimizi. O kadar yoksuluz ki, var olmamız anlamsızlığın kıyısında.
Zamanımın yarıdan fazlası mükemmelik, müşteri memnuniyeti, kalite gibi yalanlarla geçiyor. Buna dayanamak hiç sorun değil, ama gördükleri tiyatroyu gerçek sanan şapşallar iç sıkıntımı arttırıyor. Çok sevdiğim, çok önem verdiğim insanlar belli. Onların dışındakiler, aynılar. Hepsi aynı, oynanan tiyatro evrensel.
Çok canın sıkıldığında, kimseyle konuşmak istemediğin zamanlar olurdu. Merak ediyorum, o zamanlarda hissettiğin şey, neydi? İki radyo dalgası havada, birbirini nasıl anlasın?
Rüyaydı bu, oradan geldi lego meselesi. “...Ben lego adam gibi bir şeyim. İşlevlerim var, uzay gemisi gibi, acayip büyük bir şeye tutunmuşum. Bazen bir değişiklik oluyor, bir parçamı alıp elde tutuyorum, sonra başka bir yere takıyorum. Sonra uzay gemisi atıyor beni. Tüm parçalar havada düşüyor. Sonra parçaların dışındayım, izliyorum onları. Parçalar tuhaf hareketlerle havada birleşiyorlar. Çok yüksekten, onbinlerce metre yüksekten dünyaya düşüyorlar. Bu yüzden düşüş çok uzun sürüyor. Düşmenin korkutucu birdenliği ve keskinliği yok. Bisiklete binme duygusunda düşüyor parçalar. Sonra yeniden parçaların üzerindeyim, ya da onlarla birlikteyim bir şekilde. Düşüyoruz. Dünya haritasına bakıyorum, inceliyorum, sakinim...”  Yani “düş” kelimesinin hakkını veren bir düş oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder