Sevgili İnci,
Geçtiğimiz günlerde araçta giderken Mahler 4. Senfoniyi dinledim. Şu hani son bölümündeki şarkıdan tanıdığımız ve sevdiğimiz senfoni. Senfoni 4 bölüm, müziğin tamamını dinlemiş miydin, bilemedim?
Beethoven’ı keşfettiğimde, bana Erich von Daniken’e piramitlerin göründüğü gibi görünmüştü. Tanrı olmalıydı bu müziğin sahibi! Beethoven’daki Sturm und Drang - Fırtına ve Gerilim benim gibi coşkulu bir delikanlıyı büyülemek için birebirdi. Sturm und drang belki Beethoven’da çok öndedir, ama aslında kulağımızın alıştığı, eski müziğin (klasik müziğin) tüm romantik eserlerinde bu yapı vardır. Kompozisyonda önce bir gerilim yaşanıyor, bir zorluk, çözülmesi gereken bir durum... Ardından fırtına geliyor...
Müzikte gerilim nedir? Ritm ve melodide hızlı ve beklenmedik değişimler yapılıyor, genellikle hafif nüansta. Hatta kısa sessizlikler - günlük konuşmadaki gerilim anları gibi... Sonrasında da, kuvvetli nüansta ve yüksek volume’de fırtına geliyor, [genellikle] ana tema seslendiriliyor. Önce kızmak ve sonra bağırmak gibi. Ya da önce insanın boğazının düğümlenmesi ve sonra ağlaması gibi. Ya da önce yaşamanın anlamsız olduğunu düşünmemiz ve sonra tatlı bir çocuğun yanımıza gelip elimizden tutması gibi. Bana sorarsan, müzikteki sturm und drang insan ruhunun saf ve sağlıklı halini anlatıyordu.
Geçtiğimiz haftasonundaki toplantıda Mahler için geçiş bestecisi demiştim. Romantizmden modern döneme geçiş'in temsilcisi olarak görülebilir. 19. yüzyılın en sonu, 20. yüzyılın en başı. Yer tabii ki Viyana! Mahler ve Klimt kesin tanışmışlardır. Birbirleri için ne düşünüyorlardı acaba? Bence sanatsal anlamda kardeştirler. İkisi de eski form’ları kullanıyorlar, ama eski formların içinde çok yeni bir içerik sunarak, insanları şaşırtıyorlardı. Araçta Mahler 4’ü dinlerken bunu daha iyi anladım. Mahler, yaptığı pek çok şeyin yanında sturm und drang’ı bükmüştü. Gülümseyerek hatırladım, ben gençliğimde bu adamın müziğini ilk dinlediğimde şunu demiştim: “yav, birden borular çalıyor, gök gürlüyor, ne oluyor anlamıyorum ki, sonra da kuzu gibi gidiyor müzik...” Evet, Mahler’in müziği strum’dan önce drang’a girmeyebiliyor. Beklenmedik anda strum! Bazen de drang – drang yineleniyor ve sturm gelmiyor. Mahler romantik dönemin tüm eserlerinde duyduğumuz, kulağımızın alıştığı yapıyı bozan ilk bestecidir. Avrupa 1900 yılındaydı, Freud, Kafka, Klimt’in çağında – insan, modern insana dönüşmek üzereydi. İnsanlar kızıyordu, ama bağırmıyorlardı. Ve hiç beklemediğimiz bir anda ağlıyorlardı. Ve bazen yaşamanın anlamsız olduğunu düşünüyorlar ve sürekli bunu düşünüyorlar ve sürekli bunu düşünüyorlardı.
Beethoven 9.’un sonundaki şarkı, insanlığın kendisine olan inancının ve yaşama sevincinin şarkısıydı, Mahler 4.’ün sonundaki şarkı ise cennet bahçesinde her şeyin iyi olacağını anlatıyordu. Ama bu kesinlikle Mahler'in dindarlığı ilgili bir şey değil. Onun insanı bir umut taşıyordu, ama algıladığı dünyada bir çıkış bulamıyordu, eğer uzak bir yere kaçarsa, orada bulabilirdi mutluluğu...
Mahler’in uzun ve zaman zaman sıkıcı müziğinde bunları buldum. İyi bildiğim tek senfonileri 4 ve 9. Diğerlerini de dinlemeye çalışacağım, belki yeni favoriler çıkar.. Ama araçta dinlemek için CD bulmak lazım.
mahlerin müzikleri kendini ve dünya görüşünü anlatıyordu. Neden bilmem insanlar bunu dine bağlıyorlar. Fakat dediğin gibi bir kaçış arayışı onunkisi. en yücesi ve en acizi. en güçlüsü ve en güçsüzü. en yaşlısı ve en bebeği. 2. senfoniyi tavsiye ederim özellikle 5. bölüm.
YanıtlaSilTavsiyeniz için teşekkürler, 2. senfoniyi de dinledim. Mahler'i daha da sevdim.
Sil